26 Mayıs 2013 Pazar

YÖNETSEL HATALAR - I / Rol Çalmak

           Son zamanlarda ortaya koyduğu performans sebebiyle yöneticilerinden takdir görmediğinden yakınan, gösterdiği gayret ve çabanın fark edilmediğinden şikayetçi, iş tanımının sahip olduğu unvanın gerektirdiği iş tanımı olmadığını düşünen çalışanlara iş hayatında çok sık rastlar olduk. Hatta Birim Yöneticilerinin yönetim anlayışlarının yanlış ve yetersiz olduğunu düşünen, bu sebeple Müdürün hatta Uzmanların yapması gereken işleri bizzat kendilerinin yapmak zorunda kaldıklarını söyleyen Koordinatörler, Direktörler, Genel Müdür Yardımcıları ve nihayet Genel Müdürlerin sayısı da oldukça fazla.
Bunun tek sebebi demek oldukça iddialı olur fakat başlıca sebebi diyebileceğimiz yönetsel bir hatadan bahsetmek mümkün: Rol Çalmak…
Şartların, teknolojinin ve oyun kurallarının oldukça hızlı değiştiği günümüzde, bu değişimin gerisinde kalma endişesi taşıyan yöneticilerin düştükleri bu yönetsel hata, organizasyonlarda bir birinden rol çalan çalışanlar ve yöneticiler sınıfını ortaya çıkardı. ‘’ Çalmak ‘’  rahatsız edici, kendimize ve yöneticilerimize yakıştıramadığımız bir kavram. Fakat biraz düşününce iş hayatında ne kadarda sık yapılan bir davranış olduğu fark ediliyor: Hazırlanan bir projenin sunumunu Genel Müdüre kendisi yapan hatta kendi çalışmasıymış gibi sunan Müdürler, ekibinde çalışanların görüşlerini hiçe sayarak proje ve çalışma basamaklarını kendi doğrularına göre şekillendiren idareciler, Müdürden başka bir çalışandan brifing almayan üst düzey yöneticiler, iş planlarının tüm aşamalarına müdahil olan ve kendileri işe el atmadıkça işin gereği gibi yapılmayacağını düşünen Genel Müdür Yardımcıları ve hatta Genel Müdürler, işi ortaya koyan kişileri bir tarafa bırakarak sadece sonuçla ilgilenen yöneticiler… Yaptıkları tam olarak işte bu: Rol Çalmak
Örneklerin sayısını arttırmak mümkün fakat sonuçları genel olarak aynı. Bu sonuçlar şu şekilde sıralanabilir:
I-     Yöneticiler Açısından;
·         Gereksiz işlerle uğraştıklarını düşünen ve gerçekten de uğraşan,
·         Çalışanına iş güveni duymayan,
·         Adil olmadığı düşünülen,
·         Aldıkları kararların sıklıkla eksik ve yanlış olduğunu düşünen yöneticiler.
II-   Çalışanlar Açısından;
·         Kendisine güvenilmediğine inanan ve özgüveni düşük,
·         Kariyer geleceğini pekte parlak görmeyen,
·         Ne de olsa kıymet bilen olmadığını düşünen,
·         İmza atmaktan başka bir işe yaramayan,
·         Çalıştığı alanda değil, işyerinde en iyi olmayı hedefleyen,
·         Yeniliklere kapalı,
·         Tüm bunların sonucu verimliliği düşük çalışanlar,
III-      Organizasyon Açısından;
·         Bürokratik süreçlerde boğulan ve etkinliği düşük projeler,
·         Unvanlar ve birimler arası geçisin, terfilerin az olduğu,
·         İşlerin kişilere endeksli yürüdüğü,
·         Gelişmeleri olması gereken hızda takip etmeyen,
·         Ve nihayet büyüme ve gelişim hızı oldukça düşük bir organizasyon.
Tüm bu sonuçlara bakıldığında ve organizasyonun bütününe vermiş olduğu zarar düşünüldüğünde; iş süreçlerine çalışan katılımının düşük tutulduğu, bazı unvan ve kişilerin süreçler dışına itildiği ve çalışanlara yeteri kadar güven duyulmadığı yönetim anlayışını her ne kadarda kavram bizi rahatsız etse de Rol ÇALMAK olarak nitelendirmek yanlış olmayacak sanırım…

Taner YILDIZ
26.05.2013

6 yorum:

  1. Faydalı bir çalışma . bu tür yazıların devamını dilerim.

    Nurettin UZUNER

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, katkı ve tecrübe paylaşımlarınızı beklerim Nurettin Bey.

      Sil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Dikkatlerden kaçan bir gerçeği tespit edip,uygun ve anlaşılır bir dille ifade etmişsiniz.Yöneticiler ve yönetilenler bu konu hakkında bir oryantasyona ihtiyaç duyabilirler tabi isterlerse.
    Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Organizasyonlarda büyüme ve gelişim hızı faaliyetlerin kaliteli yapılmasıyla doğru orantılıdır. Bu konu da her birey üzerine düşen görevi tam olarak ve hizmet aşkıyla yaparsa bu mümkün olacaktır.
    Teşekkürler...

    YanıtlaSil